Mart 2015

0

Posted on 2 Mart 2015 Pazartesi



Koç Obradoviç


1. Parça. Obradovic öncesi dönem


Bu yazı dizisi genellikle Eurolegue performansımız göz önüne alınarak yazılmıştır. Lig ve kupa performansları takımın olmadığı gibi benim de pek umurumda değil. Euoreluge de oynamadığımız için Ülker öncesi döneme de değinmedim.
Son iki sezondaki (Obradovic sonrası) değişikliği görmemiz için biraz olsun geriye doğru bakmamız gerekiyor. İlk ve son kez Eurolegue’de son 8’e kaldığımız sene 2008, 7 sene evvel. Kadromuzda kimler yok ki! Damir Mırsic, Solomon, Kinsey, Ömer Onan, Mirsad, Rasim Başak, İbrahim , James White... Gördüğümüz gibi takımın lokomotifleri basketbolu bırakmış. O kadar eski. Bu takımdan önce de Avrupa’da hiçbir başarımız yoktu. Bu takımdan sonra da olmadı. Hal böyleyken her sezona final four diye girmek, kalamayınca da koça yüklenmek basketboldan anlamamaya eşdeğerdir.
Aslında Ülker ile kurulan birliktelik ile başlayan ligde şampiyonluklar ile başlayan dönem 2008 yılındaki Eurolegue çeyrek finaliyle taçlandı. Buraya kadar her şey güzeldi. Ne olduysa 2010 yılında F4 hedefi koyan başkanımızın takımın kontrolünü ele almasıyla başladı.
Tanjevic sonrası gelen Spajia ile başladı bu ayakları yere basmama durumu. Yatırımlar büyüyüp biraz kalburüstü oyuncular takıma gelmeye başladı. Ya da biz öyle zannettik. Gordon Gricek gibi NBA yıldızı(!), Lyn Greer, Gist, Jerrels, Lavrinovic... bu kadro böyle uzar gider. O zamanlar anlayamadık ama bu tarz oyuncular koçların haberi bile olmadan menajerlerin bize attığı kazıklarmış. Dünya paralara yapılan ve çöpe giden transferle geçen karanlık Spajia dönemi. Bırak Eurolegue’i ligde play off galibiyeti almadan biten sezon.
Bu karanlık dönemden sonra akıllanmayan yönetimimiz. Menajerlerle kadro kurup, üstüne koç getirerek müthiş bir yönetim hamlesine imza attılar. Bu şartlar altında gelen Pianniginani’nin aldığı eleştirilerin haksız olduğunu düşünüyorum. Eline verilen fişi çekmiş Batiste, Andersen, Sato. Takımın geri kalanı da bu yaşlı kurtlara uyunca ortaya hiç savunma yapamayan bir takım çıktı. Özellikle Top 16'da sürekli yenilen 100 sayılar, her maç bizim rakibimizden çıkan MVP. Utanç tablosuydu. Yine lige dönersek play off'ta 1 galibiyet alabildik. Obradovic öncesi iki sezonda ligde 1 play off galibiyeti. Sezon ortasında ayrılan Pianniginani’nin yerine Obradovic düşünülmüş fakat Obradovic bu menajer arkadaşla dalga geçmiştir.
Sonuç olarak biz Obra gelmeden önce önce sayısız Eurolegue şampiyonlukları alan, her yıl final four oynayan bir takım değildik şu an yaratılan algının aksine.