2014

0

Yeni Transferler, Yeni Sezon

Posted on 11 Ağustos 2014 Pazartesi

Geçen sezonu ligde şampiyonlukla Eurolegue’de ise hayal kırıklığı ile bitiren takımımız bu seneye kadroda köklü değişikliklere giderek başladı. Dış şutu olmadığı için sıkışan oyunlara bir türlü çözüm üretemeyen Bo, boyunca bütün büyük maçlarda sinen Kleiza ve Bojan, geçen sene ağır sakatlık geçiren Vidmar ve İlkan ile yollar ayrıldı. Bunlardan İlkan’ın Olin Edirne’ye gönderildiğini kendini toparlarsa  tekrar takıma döneceğini söyleyelim. Berk Uğurlu’nun da Olin Edirne’ye kiralık gitme durumunun olduğunu ekleyelim.

Takıma yeni katılan oyuncular ise Bogdan Bogdanovic, Andrew Goudelock, Ricky Hickman, Jan Vesely, Can Altıntığ, Serhat Çetin, Semih Erden. Bir sıkıntı olmazsa takımımımızın yeni sezon kadrosu oluşmuş oldu.

Pozisyon pozisyon takımın yeni halini inceleyecek olursak;

Oyun Kurucu (PG) Rotasyon: Ricky Hickman, Kenan Sipahi, Berk Uğurlu (Kiralık gidebilir)

Geçen sezon Kenan’ın sakatlığından sonra Bo bu mevkiyi tek başına idare etmişti. En çok başımızın ağrıdığı mevkilerden biriydi. Sağlıklı bir Kenan ve Hickman ile seviye atlayacağı kesin. Hickman Bo kadar delici olmasa bile çok iyi bir şutör ve daha iyi bir pasör. Kendi şutunu yaratan bir oyun kurucu. Oyun organizasyonu konusunda çok iyi değil bu yüzden ben Kenan’ın bu sene çok süre alacağını düşünüyorum. Kaldı ki Teodosic ve Calathes transferleri olmayınca onların bir alt seviyesi oyuncu alınmayıp Obradovic’in Kenan’a güvenmesi bunun bir göstergesi.



Şutör Guard (SG) Rotasyon: Bogdanovic, Goudelock, Melih, Can Altıntığ

En sorunsuz bölgemiz. Yıllardır özlemini çektiğimiz iki numaradan skor katkısı bu sene fazlasıyla gelecek gibi görünüyor. Avrupa’nın parlayan yıldızı Bogdanovic hem dış şutu olan hem oyun organizasyonu yapabilen hem de fiziğiyle eşleşme problemleri yaratabilecek bu mevkiyi domine edebilecek bir oyuncu. Goudelock ise Eurocup MVP’si ve harika bir skorer. Eurolegaue sertliğine ayak uydurursa çok işler yapacaktır. Melih ve Can’ın sezon performanslarını görmek gerekiyor.



Kısa Forvet (SF) Rotasyon : Emir, Serhat Çetin, Metecan

Metecan’ın henüz istenen seviyeye ulaşmadığını düşünürsek bu pozisyonu Emir ve Serhat paylaşacak. En sorunlu bölgemiz gibi görünüyor. Fakat oyun organizasyonunu Kenan ve Bogdanovic ile paylaşacak olan Emir’in yükü azalınca performansının artacağını düşünüyorum. Yine de bu pozisyona savunmacı bir oyuncunun transferi de iyi bir karar olabilir. Olmazsa da Bogdanovic bu pozisyonda roasyona dahil olacaktır.



Uzun Forvet (PF) Rotasyon: Bjelica, Vesely

En sorunsuz ikinci bölgemiz. Yine yıllardır özlemini çektiğimiz Uçan kaçan blok yapan smaç yapan bir 4 numaraya nihayet kavuştuk. NBA’e 3 numara giden ve 4 numara dönen Vesely tam aradığımız 4 numara. Bjelica bildiğimiz gibi avrupanın en faydalı oyuncularından biri. Hata Bjelica ve Vesely’nin yan yana oynadığı yüksek tempolu 5’i görmek için sabırsızlanıyorum.



Pivot (C) Rotasyon: Zoric, Oğuz Semih Erden

Geçen sezon Bojan ve Kleiza çok kötü bir sezon geçirince dış şut tehditi olmayan bir takım haline gelmiştik. Takımlar savunmada içeri gömülüyordu, bu da Zoric’in oyununa çok yansıdı ve haksız yere eleştirildi. Bu sene sıçrama yaşayacak oyuncuların başında geliyor. Semih ise evine döndü. Çok kötü geçirdiği iki sezonun ardından evladımız olarak ondan beklentilerimiz var. Kafasını toplayabilirse çok faydalı olur. Kaldı ki Avrupa’da ondan başka ayakları çabuk bu kadar uzun ve skor tehiditi olan bir pivot daha yok. Koç, Oğuz’dan da faydalanacaktır uzun periyotta.




Bu takımın hücumda sıkıntısı olmayacaktır. Şimdilik takımın tek zaafiyeti savuma gibi duruyor. Vesely’den başka savunmacı diyebileceğimiz oyuncu yok kadroda. Burada iş Obradovic’e kalıyor. Takım savunması oturunca aşılamayacak sorun değil. Bu kadro Final Four’a gider mi? Potansiyeli var fakat zaman gösterecek. Takım kimyası oluşursa taraftarla da bütünleşince neden olmasın!

Taşra / https://twitter.com/muzaffer_k

1

Erkek Basketbol Takımı Sezon Değerlendirmesi

Posted on 10 Temmuz 2014 Perşembe

Sezon Başı

Sezona Avrupa’nın en iyi koçlarından Obradovic’i getirerek başladı takım.  Hem Obradovic'in geç gelmesi hem de dünya kupası yüzünden takım yapılanması da geç oldu. Yeni transferler sezona başlamadan önce takımla sadece iki antrenmana çıkabildiler. Daha sonrasında ilginç bir sezon geçirdi Fenerbahçemiz. Bu sezonunu üç dönem halinde inceleyebiliriz.

Yükselme Dönemi

Bütün bu olumsuzluklara rağmen takım sezona çok iyi başladı. Öncelikle Cumhurbaşkanlığı kupasında Galatasaray, daha sonra ligde Beşiktaş, Efes ve Galatasaray galibiyetleri geldi. Eurolegue’e de aynı performansla başlangıç yapıldı. Sezonun henüz başında takım doğru düzgün birlikte antrenman yapmamışken bile bu performans gerçekten ilgi çekiciydi. Oyuncuların hem takım içindeki oynanmak istenen sistemle olan uyumu hem de bireysel performansları üst düzeyde idi. Her iki ligde de işler çok yolunda ilerliyordu ve her iki ligin de lideriydi takım. Yeni transferlerden Bjelica ve Zoric takıma çok iyi katkı veriyordu; Bo bambaşka bir görevle yeniden doğmuştu, adeta takımın savunma lideri haline geldi. Ve her zamanki gibi takım sıkıştığında skor opsiyonu idi. Sezonun bu bölümünün en flaş ismi ise Bogdanovic idi. Hücum repertuvarını genişletmiş, fiziğini kullanmaya başlamış ve iyi bir savunmacı olma yolunda ilerleyen bir Bojan izliyorduk ve Euroleague de sayı kırallığına doğru gidiyordu. Bütün bu tabloya genç oyuncular da katkı sağlıyordu. Kenan ve Metecan kimi zaman ilk 5'te çıkarak ciddi süreler alıp ciddi katkılar veriyorlardı. Bu harika dönem sezon ortasına geldiğinde Euroleague grubunu Barcelona ve CSKA'nın önünde lider bitirerek taçlanmıştı. Bu pembe tablonun dışında kalan, sezonun o bölümünde hiç katkı veremeyen sezonun flaş transferi Kleiza idi.
Çöküş Dönemi

Her şeyin çok güzel hatta daha da güzel olacağını düşünürken iki oyuncumuzun sezonu kapattığı haberi geldi. Pota altımızın savunma güvencesi Vidmar ve sezonun bu bölümüne kadar genç yaşına rağmen harika oynayan Kenan sezonu kapattı. Yerlerine transfer oldukça gecikti. Vidmar’ın yerine alınan Sekulic ve Kenan’ın yerine gelen Pierre Jackson neredeyse hiç katkı vermediler. Sebepler bunlar mıdır bilinmez fakat takımın oyun sistemi de değişti bu dönemde. Koç en sevdiği düzen olan ikili oyun düzeninden çıkıp oyuncuların birebirleri üzerinden bir sistem kurdu. Bu döneme denk gelen oyuncuların formlarında olan düşüş, sistemin çöküp bir daha toparlanamamasına sebep oldu. Takımın ana atıcısı Bogdanovic, bir türlü verim alınamayan Kleiza, istikrarsız sezon geçiren Emir bu dönemin en kötüleriydi; ayakta kalanlar ise Bo biraz Melih biraz da Bjelica ve Zoric idi. Hal böyle olunca Eurolegue ikinci turu çok kötü geçti takım adına ve erken bir veda yaşandı. Aynı zamanda ligde üst üste gelen yenilgiler de liderliğin kaybedilmesine sebep oldu.




Yeniden Yükselme Dönemi

Eurolegue defteri kapanmış, ligde üst üste yenilgiler alınmıştı. Sekulic sakatlanıp sezonu kapatmış ve Jackson da ülkesine geri dönmüştü. Artık bu sezonun kaybedildiği ve yeni sezon planlamalarının yapılması gerektiği konuşulurken Koç, sezon başındaki sistemine geri döndü. Emir’in oynatıcı rolü tekrardan verilince formu arttı. Bo, Bjelica, Zoric ve Melih, iyi formlarını devam ettirdiler ve sezon başından beri hiç katkı vermeyen Kleiza katkı vermeye başlayınca da takım toparlanmaya başladı ve üst üste maçlar kazandı. Play-offlar başladığında formu iyice yükselmişti takımın. Önce Uşak Sportif’i daha sonra da belalısı Karşıyaka’yı kayıpsız geçen takımımız finalde Galatasaray ile eşleşti (yaşanan çirkinliklere değinmek istemiyorum). Play-offların başından beri en formda takım olarak Lig'i şampiyon olarak tamamladı Fenerbahçe. Obradovic geleneği bozmadı ve takımı ilk sezonunda şampiyon yapmayı başardı.



Gelecek Sezon

Önümüzdeki sezon başarı beklentisi çok daha yüksek takımla ilgili. Bu doğrultuda Avrupa’nın en iyi koçunun yanına Avrupa’nın en iyi yöneticisi İtalyan Menajer Gerardino getirildi. Yapının değişikliği adına Vidmar, Bo, İlkan, Kleiza ve Barış ile yollar ayrıldı. Bojan ise Nets ile anlaşıp NBA yolunu tuttu.

Umarım geçen sezondan çok daha başarılı bir sezon olur.





Muzaffer Kasaba / twitter.com/muzaffer_k

0

Top 16 Süreci

Posted on 16 Şubat 2014 Pazar

Top 16 ya Genel Bakış…

Fenerbahçe bu gruplarda Olympiakos, Barcelona, Panatinaikos, Malaga, Efes ve Laboral ile eşleşti. Çok daha sert rakiplerin birbirlerinin zaaflarına vurduğu amiyane tabirle kan, ter ve gözyaşının akacağı maçlara gebeydi ki öyle de başladı.

Top 16 başlamadan 15 20 gün önce bir form düşüklüğü başladı takımda. Uzun süreçte bu tarz düşüşlerin olması normal. Kaybedilen Banvit ve Galatasaray maçlarındaki kötü oyun bu durumun göstergesi olabilir. Fakat Top 16 başladığında gösterilen performans hiç bununla açıklanamaz. 5 maçta 4 mağlubiyet gerçekten çok kötü bir derece. Gördüğümüz izlediğimiz takım kötü oynamıyor, potansiyeli görüyorsunuz ama bir vurdumduymaz duygu durumu hakim takımda. Bunun sebeplerini anlamak zor, Emir ve Bojan’a çok yük biniyor. Onlardaki düşüşü bu şekilde açıklayabiliriz fakat Vidmar, Zoric ve Bjelica ve bu sezon hiç katkı vermeyen Kleiza’nın  bu tavırları gerçekten anlaşılmazdı bu süreçte. Takımın bu sezonunu tehlikeye soktular. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de Vidamar ve Kenan’ın uzun süreli sakatlıkları da eklendi bu kara tabloya. En sıkıntılı olduğumuz oyun kurucu ve pivot pozisyonlarında olması bu sakatlıkların ayrı bir şanssızlık.

Vidmar’ın yerine transfer edilen Blagota Sekulic çok iyi bir pota altı hücumcusu. Potaya yakın sırtı dönük oynama özelliği çok iyi ve ayakları çok çabuk. Ama Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan pivot muydu büyük bir soru işareti. Savunmada çok zaaf veren takımının ihtiyacı iyi reboundçu ve iyi savunmacı bir pivottu. Koç başka bir şey mi düşünüyor onu da zaman gösterecek. Kenan’ın yerine transfer henüz yapılmadı fakat adı geçen isimlere baktığımızda Dixon, Jeter dış şutu olan kendi şutlarını yaratabilen deliciliği de biraz olan skorer oyun kurucular. İkili oyuna yatkın değiller. Hem Sekulic transferinden hem de bakılan oyun kurucu tipinden Obradovic’in yüksek tempo ile hücüm yapıp savunma zaaflarını o şekilde kapatmaya çalışacak gibi bir izlenim oluştu.

Son iki haftaya gelecek olursak takım biraz toparlandı izlenimi var. Bogdanovic ve Emir ritim bulmuş gibiler. Kleiza’da biraz kıpırdanma var. Ama takım hala istenilen seviyede değil bakalım yeni transferle de birlikte o seviye çıkabilecek mi ki çıkması gerekir yoksa bu sezona da bir bardak soğuk su içmemiz gerekecek.

Top 16 daki bu kötü tabloya rağmen grubun zorluğundan dolayı şu an grup 3.sü ile aramızda 1 galibiyet fark var. Önümüzdeki hafta alınacak bir Efes galibiyeti ve sonrasında içeride bir Olympiakos galibiyeti takımı tekrardan potaya sokacaktır.




                                                                                                                             twitter.com/muzaffer_k